Mûsâ Efendinin aldığı zahirî eğitimi birinci bölümde incelemiştik. Bu bölümde ise onun hayatının âdetâ ikinci ve ana bölümü olan bir eğitim sürecinden bahsedeceğiz. Zira onun hayatı, muhterem mürşidi Sultânu’l-Ârifîn Mahmud Sâmi -kuddise sirruh- Hazretlerini tanımakla yeni bir boyut kazandı. Artık o farklılaşmıştı. İçine bir ateş düşmüştü. Öyle bir ateş ki bu, kulu hamlıktan kurtaracak ve onu “Kâmil İnsan” seviyesine eriştirecek bir eğitim sürecini başlatacaktı. Bu eğitim, Kur’ân-ı Kerimde “takvâ” ve “tezkiye”, Allah Rasûlü’nün lisanında “zühd” ve “ihsan” kıvamı olarak isimlendirilen “tasavvuf” yani “seyr u sülûk” eğitimiydi.
Bu eğitimde hocadaki liyakat kadar, talebedeki istîdât, samimiyet, ciddiyet, istek, muhabbet, şevk ve gayret de son derece mühimdi. Manevî eğitim esas itibariyle husûsî bir eğitimdir. Gönülden gönüle, içten içe akışlarla, hissedişlerle, âdetâ dil dudak deprenmeden huzur iklimine doğru bir yükseliştir. Bu eğitimde sözden çok sukût geçerlidir. Sualden çok, teslimiyet ve tebaiyyet esastır. Muhabbet en önemli azıktır. Hizmet, güzel bir binektir. Edep ise makbûliyet şartıdır. İşte böyle sırlı, gösterişsiz, mahviyet, tevazu ve hiçlik perdeleri ile gizlenmiş bir eğitim sürecini, tam olarak tespit edip keşfetmek imkânsız gibidir. Bu bakımdan burada anlatacaklarımız, Muhterem Üstâzın manevî şahşiyetinden dışarıya taşan birkaç damla olacaktır. Yoksa onların hakikatini ancak Mevlâmız bilir. Onlar O’nun kubbeleri altında gizlenmiş mânâ erleridir.
Mûsâ Efendi Hazretlerinin manevî eğitim sürecini iki ana dönem olarak ifade etmeye çalışacağız: Müridlik dönemi ve mürşidlik dönemi. O, her iki dönem itibariyle de model bir kişilik sergilemiştir. Hem örnek bir müriddir; hem de numûne-i imtisal bir mürşid-i kâmildir.
Manevî Eğitimi
1. İlim ve İrfan Ehline Muhabbet ve Hizmeti
2. Mahmud Sâmi Ramazanoğlu (k.s.) İle Tanışması
3. Üstâzına Olan Sevgi, Saygı, Teslimiyet ve Hizmetleri
4. Manevi Kemâlât ve İrşad İcazeti
Kaynak: Dr. Adem Ergül, Erkam Yayınları, Hâce Mûsâ Topbaş -Kuddise Sirruhu-